Su, insanlar dahil tüm canlıların vazgeçilmez bir gereksinimidir. Günlük yaşamlarımızda suya birçok şey için ihtiyacımız vardır. Sağlıklı kalmak için su içiyoruz, beslenmek için yemeklerimizi su ile pişiriyor ve kendimizi ve eşyalarımızı temizlemek için de su kullanıyoruz. Onsuz bir hayat hayal etmek zor! Ancak tüm su türleri içmemize uygun değildir. Denizden gelen tuzlu su gibi sulardan da içmek güvenli değildir! Tuzlu suyu içtiğimizde çok hasta oluruz. Bu sorunu aşmak için bilim adamları deniz suyunu içilebilir suya çevirmek için özel bir süreç keşfettiler. Bu süreç desalinasyon olarak biliniyor ve bu süreç sayesinde birçok insan temiz suya ulaşabiliyor.
Tuzlama, tuz, mineraller ve istenmeyen maddeleri deniz suyuadan kaldırarak insansal tüketim için güvenli hale getiren bir süreçtir. İlk bakışta, bu insanların su ihtiyacını karşılamasında yardımcı olduğu için harika bir fikir gibi görünür. Ancak tuzlama ucuz değildir — çok pahalıdır. Bu konuyu inceleyenler, tuzlamaya daha yaygın su tedavi yöntemlerinden yaklaşık iki kat daha fazla maliyet olduğunu söyler. Yani, bunu daha uygun hale getirmek için nasıl yollar izleyebileceğimizi düşünmemiz gerekiyor.
Tuzlu suyun pahalı olduğu birçok neden vardır. Öncelikle, tuzlu sudan tuzu çıkarmak zaten çok enerjiye bağlı bir süreçtir. Bu makinelerin deniz suundeki tuzu ve diğer maddeleri ayıklamak için güç gerektiği gibi, ikincil olarak deşalcılık teknolojisi inşa ve bakım açısından göreli olarak pahalıdır. Sistemin sorunsuz çalışmasını sağlamak için insan gücü ve sürekli bakım gereklidir. Nihayetinde, deşalcılık tesisleri operasyon için önemli ölçüde arazi gerektirir. Ancak, özellikle mekân eksikliği olan hareketli şehirlerde, bu tür tesisler için ideal bir yer bulmak zor olabilir.
Nehir gibi pahalı olsa da, desalinizasyon bir kritik süreçtir. Diğer su kaynakları olmayan insanlar için temiz içme suyu erişiminde yardımcı olabilir. Örneğin, bir bölgede göl veya nehir yoksa, hatta temiz kuyular bile eksikse, desalinizasyon onlara sürekli bir su kaynağı sağlayabilir. Tabii ki, desalinizasyonun maliyeti hakkında konuştuğumuzda sadece para cinsinden maliyeti değil daha fazlasını düşünmemiz gerekir. Desalinizasyonun çevresel etkisini de göz önünde bulundurmalıyız. Desalinizasyon tesisleri bazen deniz yaşamına zarar verebilir. Balıkları ve diğer deniz canlılarını emebilirler, bu da okyanus ekosistemlerinin hassas dengesini bozabilir.
Maliyetleri daha iyi anlamak için belirli bir durum ele alalım. Bir göl veya nehir ayak izi dışında bulunan ancak içme suyu ihtiyaçları olan bir şehir düşünelim. Bu şehir, insanlarının içme suyu sağlamak için deniz suunu tuzsuz hale getiren bir desalasyon tesisini inşa etmeye karar verecek. Bu desalasyon tesisi yaklaşık olarak SIHE$ maliyetinde olacaktır. Ama bu sadece başlangıç! Ayrıca şehir, yılda bir temelde tesisten enerji satın almak zorunda kalacak, bu da potansiyel olarak SIHE$ seviyesine ulaşabilir. Şehir ayrıca tesisin işletilmesi ve bakımı için işçiler işe almak zorunda, bu gider yıllık birkaç yüz bin dolarlık bir maliyet olabilir. Sonrasında şehir, tesisin nerede kurulacağını belirlemek zorunda kalır. Bu, kalabalık yerlerde sınırlı alan varsa zor olabilir.
Desalination, kullanılan teknolojinin aşırı derecede pahalı olması nedeniyle yasaklayıcı bir süreçtir. Desalination teknolojisi, ters osmoz, termal destilasyon ve elektrodializ gibi çeşitli türleri içermektedir. Bu yöntemlerden her biri farklı avantajlar ve dezavantajlara sahiptir ve maliyetlerde de büyük farklılıklar gösterir.
Ayrıca desalination tesisleri, teknoloji dışında büyük miktarda yardımcı ekipman ve altyapı gerektirir. Örneğin, bu tesisler deniz suyunu çıkarmak için denizin yakınında bulunmalıdır. Ayrıca desaline edilmiş suyu ihtiyaç duyan evlere ve işletmelere taşımak için boru hattlarına da ihtiyaç duyarlar. Tüm bu altyapılar çok fazla paraye dönüşür.
Copyright © Sihe Biotechnology (Jiaxing) Co., Ltd All Rights Reserved |Gizlilik Politikası |Blog