Desalination, deniz suyunun tuzunu ve diğer istenmeyen maddelerini çıkarmak için kullanılan bir süreçtir. Bu, deniz suyunun insan tüketimi için temiz ve güvenli hale gelmesini sağlar. Tuzsu su ve içecek su eksikliği olan dünyanın birçok bölgesinde desalination tesisleri hayati öneme sahiptir ve ihtiyaç duyan insanlara su sağlar. Bu belgede, desalinationın ne olduğunu, nasıl çalıştığını daha fazla öğreneceğiz ve aynı zamanda desaline edilmiş suyu içmenin avantaj ve dezavantajlarını da analiz edeceğiz.
Ters osmoz: Bu, şu anda deniz suyunun tuz oranını düşürmek için en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Ters osmozda, bir membran deniz suyunu özel bir filtre aracılığıyla zorlar. Bu, tuzu ve diğer istenmeyen mineralleri ortadan kaldırır. Temiz su toplanır ve geriye kalan tuzlu su genellikle denizde yeniden boşaltılır. Böyle bir süreç o kadar etkilidir ki, desalination tesislerinde daha yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biridir.
Tuzlama distilasyon yoluyla kaldırılır: Bu, deniz suyunu temizleme için başka bir yöntemdir. Distilasyonda, deniz suyu buharlaşana kadar ısıtılır. Daha sonra buhar soğutulur ve yeniden suya dönüşür, ancak bu kez tuzsuz tatlı su olur. Bu süreç, enerji tüketim açısından pahalı olsa da, ters osmozden daha ekonomik bir yöntem olduğu için daha az kullanılır.
Bir tuzlama tesisi, içilebilir su üretmek için senkronize olarak çalışan birkaç bileşenden oluşur. Bunlar çeşitli pompa, filtreler ve özel membranlar içerir. İlk önce deniz suyu, toprak, alg ve diğer küçük parçacıklar kaldırılmak üzere filtrelenir. Buna ön işlem denir. Deniz suyu temizlendikten sonra, daha önce bahsettiğimiz dört yöntemden biri kullanılarak tuzlama süreci gerçekleşir. İçme amaçlı güvenli suyun sağlanması için farklı yaklaşımlar vardır ve her biri kendi avantaj ve dezavantajlarına sahiptir.
Ters osmoz, en yaygın ve sık kullanılan deniz suyu desalinasyon yöntemi olan modern bir teknoloji ve çok iyi çalışıyor. Yıllarla birlikte ters osmoz daha ucuz ve verimli hale gelmiştir. Bu süreç, deniz suyunun büyük pomplardan geçirilmesi ve bunun bir yarı geçirgen membran aracılığıyla zorlanması ile ilgilidir. Bu özel filtre sadece su moleküllerinin geçmesine izin verirken tuz ve minerallere izin vermez. Temizlenen su diğer tarafta toplanırken, geride kalan tuzlu su — brine olarak adlandırılır — genellikle denizde yeniden serbest bırakılır. Sonuç olarak, bu nispeten düşük etki yapan yaklaşım, sürekli gelişen mevcut teknolojileri desteklemektedir.
Desalinasyonun birçok faydası vardır. Örneğin, gerçekten ihtiyaç duyan insanlara temiz içme suyu kaynaklarını sağlar. Ayrıca tarım ve fabrikalar için kullanılan suya önemli ölçüde katkıda bulunur. Desalinasyon, mevcut tatlı su kaynaklarındaki talebi hafifletebilir ve bu sayede kaynakların yenilenmesini ve sağlıklı kalmasını sağlayabilir. Tuzlanmamış su temiz ve güvenli olup, diğer su kaynaklarında bulunan zararlı kimyasallardan ve kirlilikten arındırılmış demektir.
Diğer yandan, desalinizasyonun da bazı dezavantajları vardır. En önemli sorunlardan biri, sürecinin büyük miktarda enerji tükettiği ve bu da maliyetli olabilir. Bu enerji sıklıkla çevreye zarar veren fosil yakıtlardan gelir. Desalinizasyonun başka bir endişesi ise ürettiği tuzlu su olan brine'dır. Bu brine denize geri pompalandığında, bazen deniz yaşamına ve ekosisteme zarar verebilir. Ayrıca, bir desalinizasyon tesisatı inşa etmek de çok pahalıdır ve birçok bölge için mümkün değildir.
Copyright © Sihe Biotechnology (Jiaxing) Co., Ltd All Rights Reserved |Gizlilik Politikası |Blog